Elif Şafak-Havva'nın Üç Kızı Kitap İncelemesi
Elif Şafak-Havva’nın Üç Kızı Romanı Arka Kapak Bilgisi
İnanca, inançsızlığa,
arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuk... Ben ne
annem gibi dindarım, ne babam gibi kâinatın, beş duyumla kavradığım şeylerden
ibaret olduğuna kaniyim. Öyleyse ben neredeyim? Ne mutlak dindarlığa, ne de
mutlak akılcılığa dâhil olmak isteyenler için bir başka yaklaşım, yeni bir
varoluş şekli yok mu acaba? Bir üçüncü yol mesela? Kim bilir?
Şirin, Mona ve Peri…
Günahkâr, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit… Böylesine farklı üç
genç kadın nasıl bir araya gelebilir? Arkadaş olabilirler mi sahi? Hatta kız
kardeş?
Tanrı, bilim, kimlik,
aidiyet, Doğu-Batı tartışmalarının tam ortasında hiç kimselere benzemeyen,
karizmatik bir adam, sarsıcı bir skandal ve sıra dışı bir aşk... Yarım kalan...
Seneler sonra yeniden canlanan...
Elif Şafak büyüleyici
dili ve sağlam olay örgüsüyle inanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara
ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.
Havva'nın Üç Kızı Türkiye
ile Avrupa, dün ve bugün arasında gidip gelen güncel bir hikâye anlatıyor.
Yüzyılımızın en çok
tartışılacak konularından birini kışkırtıcı kahramanlar aracılığıyla ele alan,
temposu hiç düşmeyen, kolay kolay unutamayacağınız bir roman.
Havva'nın Üç Kızı, Elif
Şafak'ın Haziran 2016'da Doğan Kitap'tan çıkan 16. romanıdır.
Havva’nın Üç Kızı Kitabının Konusu Nedir? Peki!
Havva'nın Üç Kızı
kitabında üç kadının hikâyesi anlatılır. Peri tanrıyı biri, Şirin karakteri
kendine inanmışlığı ile ön plana çıkan biri ve Mona’da Tanrı’ya inanan bir
kişilik olarak karşımıza üç farklı karakter çıkmaktadır.
Peri karakteri farklı
dünya görüşlerine sahip olması ile birlikte, kitabın üç farklı karakterinin
ortak özelliği; hiç kimselere benzemeyen karizmatik bir karaktere sahip
olmalarıdır. Buna istinaden hayatlarının bir birbirleriyle kesişmesi sonucu
farklı hikâyeler ile kitabın akışı değişmektedir.
Elif Şafak, dini
inançlarla yeniden iç içe geçerek, Havva'nın Üç Kızı romanını çok farklı bir
aşk romanı olarak okurla buluşturur.
Elif Şafak Havva'nın Üç Kızı adlı romanında
Şirin, Mona ve Peri adlı üç genç kadının öyküsünü anlatır. Bir yanda Tanrı ve
inanç, diğer yanda bilim. Doğu ile Batı arasında bir yolculuk, iman ile
inançsızlık arasında bir arayış.
Havva'nın Üç Kızı Kitap Özet
Uluslararası üne sahip ve
çok satan Türk yazar Elif Şafak'ın son kitabı Havva'nın Üç Kızı Kitabı kısa
sürede büyük ilgi gördü. Elif Şafak bir röportajında bu hikâyeyi kendi içinde
topladığını ve artık kafasında tutamadığını bu yüzden yazdığını söylemişti.
Kitabı İngilizce yazdığını ve dilimize çevirdikten sonra revize ettiğini de
sözlerine ekledi.
Edebiyat gündemine bomba
gibi düşen bu romanında Elif Şafak, birbirinden tamamen farklı üç kızın
hikâyesini anlatıyor. Peri'nin 1980'den 2016'ya uzanan hayat hikâyesinden yola
çıkılarak başta ülkemizin temel sorunları olmak üzere, insanların arada
kalmışlıklarını ve hüzünlerini, kederlerini, korkularını kitapta detaylıca
anlatmaktadır.
Kitap Peri'nin
çocukluğuyla başlıyor. Ana karakter Nazperi Nalbantoğlu, iki ağabeyi, annesi ve
babasıyla birlikte yaşayan genç bir kızdır. Ailenin en küçüğü ve uzun bir süre
ailenin en ilgili kişisiydi, farkı buradan gelmektedir. Peri'nin ağabeyi solcu
ve Marksist, küçük erkek kardeşi aşırı milliyetçi, babası Kemalist, eğitime ve
aydınlanmaya değer veren açık fikirli, annesi ise dindar, örtülü ve inatçı bir
kadındır.
Peri ise tüm çocukluğunu
tüm bu anlaşmazlıkların ortasında, hep arada kalmış ve hep de hüzünlenerek
atlatmaya çalışmış, bu yüzden kendini hep okumaya adamıştı. Çocukluğu ve
ergenliği boyunca anne ve babasının bitmeyen tartışmalarına tanık olmuş. Her
gece babasının rakı sofrasında onunla oturur, hiçbir şey söylemez, babasının
giderek yalnızlaşan sofrasında onu desteklemektedir aynı zamanda.
Peri'nin çok karışık bir
iç dünyası vardı ve kitaplara olan bağlılığı sayesinde başarılı bir öğrenci
oldu. Tabii annesinin bundan haberi yok. Bir kadın, tek kızının Oxford
Üniversitesi'ne kabul edildiğini ve İngiltere'de okuyacağını duyunca hem
seviniyor hem de endişeleniyor. Kızıyla gurur duyuyor ama aynı zamanda
annesinin koruması olmadan bunca yılı yalnız geçirmekten endişe ediyor. Ancak
kızını terbiye etmek adına affetmese de sesini çıkarmaz. Böylece Oxford'da
Peri'nin hayatını tamamen sarsan bir hayat başlar.
Peri üniversiteye
girerken kendini yetersiz hisseder, kendine güvenen ve başarılı birçok öğrenci
arasında kalır ve kendine güvensiz hisseder. Kendisini biraz daha iyi
hissetmesini sağlayan tek şey, yan taraftaki yurtta yaşayan İranlı bir kız olan
Şirin'dir. Sevimli oldukça aşırı ve renkli bir hayatı olan bir kızdır. Genç
yaşta ailesiyle birlikte İran'dan kaçtı ve sonunda İngiltere'ye yerleşmeden
önce yıllarca sürgünde yaşadı. Şirin, renkli kişiliği ve kendine olan güveni
ile daha sonra Peri'nin hayatında önemli rol oynayacak bir ateisttir. Peri,
Oxford'daki ilk döneminde alacağı dersleri seçerken Şirin ona bir teklifte
bulunur. Geçen dönem aldığı "Tanrı" dersini de almasını tavsiye
ediyor. Peri bu garip kurs adına çok şaşırır ama Şirin'in kursun öğretmeni
Profesör Azur'dan bahsetmesiyle merakı artar ve kursa gitmeye karar verir ve
bunun hem kendi hayatı hem de Peri'nin hayatı üzerinde yaratacağı şoku.