Ayşe Kulin'in Adı Aylin Kitabı Analizi Hakkında
Ayşe Kulin tanınmış bir
yazar olarak hem Türkiye'de hem de uluslararası alanda popülerlik kazanan çok
sayıda roman yazmıştır. Yazma stili benzersiz ve büyüleyici hikayeleri onu
Türkiye'nin en popüler yazarlarından biri yapıyor. Bu yazımızda Ayşe Kulin'in kim
olduğunu, hayatını ve yazdığı romanları inceleyeceğiz.
Ayşe Kulin Adı Aylin Kitabının Konusu
Bu kitap, kökleri
Girit'in Delisi Mustafa Naili Paşa'ya kadar uzanan bir ailenin kızı olan Aylin
Devrimel'in çalkantılı yaşam öyküsünü anlatmaktadır.
Ayşe Kulin Adı Aylin Kitabının Özeti Hakkında
Lisedeyken uzun boylu ve
zayıf olan Aylin her geçen yıl daha da güzelleşiyordu. Bir gün Esma'nın
teyzesinin daveti üzerine Paris'te bir otelde buluşurlar. O otelde Arap bir
prens ile tanışır ve bu tanışmanın sonunda prensle evlenerek eşsiz bir hayat
yaşar ve prenses olur. Ancak, her şey Aylin'in istediği gibi gitmeyerek,
evlilikleri hüsranla son bulur.
Okulun sonunda
Jean-Pierre Nos Alamus’taki Nükleer Araştırma Merkezi'nden reddedemeyeceği bir
teklif alır. Aylin, New Rachel Hospital Medical Center'dan reddetmeyeceği bir
teklif almıştır. Birbirlerine karşı sorumlulukları sona ererken hayatları da
bir yol ayrımına girmekteydi. Bu evliliğin güçlü bağı ve derin dostluk
duyguları ve gençlik anıları ellerinde sadece altı yıl kaldı.
Aylin hastanedeki işini
çok ciddiye alır ve büyük bir hevesle yeni işine başlar. New Rachel'da
tanıştığı Afganistanlı genç meslektaşı olan Azim'in eşi Zeynep Tarzı çıkmıştır.
11 yaşımdan beri arkadaş olan Zeynep, Aylin'in çocukluk arkadaşıdır. Aylin,
Zeynep ve Azim ile gittiği bir Afgan sefahat kokteylinde Afganistan'daki BM
tutsağı Pasuwak ile tanışır. Paswak evli olmasına rağmen Aylin ile duygusal bir
bağı oluşturmuştur. Aylin içinde bulunduğu yılı aklı bir karış havada
geçirmiştir. Tüm zamanlarını Paswak ile birlikte geçirirler. Bu nedenle Paswak,
önce Wall Dame'nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, ardından 1974'te
Hindistan Büyükelçisi olarak atanmıştır.
Aylin sonunda kaderin onun için giderek daha
huzursuz hale gelen iplerle bir ağ örmeye başladığını fark etmeye başlamıştı.
Ya sevdiği birini bulmak için dünyayı adım adım dolaştı ya da önceliğini
mesleğine verdi. İşin uygun olmadığı gerekçesiyle hastanenin psikiyatri
bölümünün başına terfi etti. Sonunda, Aylin'nin sağduyusu aşkına galip
geldi... Arkadaşı Azim aracılığıyla meslektaşı
Michel RAMODİSLİ ile tanıştı. Michel'den pek etkilenmemiş ama evliliğe ilk
adımlarını Michel'in evinde atmışlardır. Aylin daha sonra bu evlilikten bir
çocuk istemeye başlamış. Aylin'in isteği üzerine Michel, dinine ve
geleneklerine çok bağlı olduğunu ve çocuklarını Yahudi kültürüne göre
yetiştirebileceğini ancak Aylin'in umursamadığını ve din değiştirme riskini
aldığını söyledi. Aylin'e göre insanları din ve dillerine göre ayırmak saçma
gelmiştir. Ona göre erkek, erkek olduğu için çok değerliydi. İnsan sevgisine
hiçbir din ve ırk müdahale etmelidir. Aylin çocuk yapma isteğini altı kez düşük
yaptıktan sonra vazgeçmiştir. Aylin çocuk sahibi olma arzusundan vazgeçtiğini
dile getirmiştir.
Aylin her zaman
meslektaşı Michel ile birlikteydi. İşleri, evleri, kısacası tüm zamanlarını
birlikte geçiriyorlardı. Gün geçtikçe birbirlerinden uzaklaştılar ve bir gün
Aylin kocasından haftanın belirli bir gününde birbirlerinden kopmak istemesini
ve evliliklerine ara vermek gerektiğini dile getirmiştir.
Aylin, zor bir zamanda
aldığı kararlar nedeniyle kocasını kaybetmenin hem üzüntüsünü hem de
suçluluğunu hissetmektedir. Bu öfke ve keder uzun sürmedi. Her şeyi bir kenara
bırakıp mesleğinde ilerleme kaydetmiş ancak bu ilerleme bile onu tatmin
edememiştir. Bir süre sonra ABD ordusuna yazılarak ve Körfez Savaşı'nda
hastaları tedavi eden doktor olma fikriyle Körfez Savaşı'nda yaralanan
askerleri tedavi etmek için Oklahoma'ya gitme kararı alır. Aylin ünü formayı
ilk kez 1992 yılının Ocak ayında soğuk bir günde giyer. Aylin, hastalarına çare
bulmak için ordudaki çalışmalarına devam eder. Bir gün yeni bir hasta alır. Bu
hasta Körfez Savaşı'ndan sonra sivil hayata uyum sağlayamamıştır. Sonuç olarak,
birçok sivili suç işlemeden katletti. Aylin bu hasta üzerinde çalışırken,
hastanın ABD Ordusu askerlerini cesaretlendirmek için verdiği bir ilacın yan
etkilerinden dolayı bu duruma yakalandığını keşfetti ve bu keşfini askeri
yetkililere bildirdi. Askeri yetkililer, Aylin'in ilacın yan etkileri hakkında
önceden bilgi sahibiydi. Aylin'i bu olayı araştırmaması konusunda Ordu uyarır. Aylin
bu sessizliğe dayanamadı ve sözleşmesi sona erdiğinde henüz albay
rütbesindeyken ordudan ayrılır.
Aylin, ordudan
ayrıldıktan sonra 19 Ocak 1995 Perşembe günü evinin bahçesinde bir hizmetçi
tarafından arabasının altında ölü bulunur.
Zengin ve ünlü ünlülerin
yaşadığı bölgelerde, yerel polis ve yerel yöneticiler, bölgenin adının olay
yeri kaza ile karıştırılmaması için davayı kapatmak için koşuşturur.
Ayşe Kulin Adı Aylin Kitabı Karakterleri
Aylin:
Genç, güzel, çalışkan ve azimli bir Türk kadını. Hedeflerine ulaşmak için her
türlü fedakârlığı yapacaktır.
Michel:
Güzel, dürüst, Aylin'in iş arkadaşı ve ilerde Aylin ile evlenir.
Yazar Ayşe Kulin Kimdir?
Arnavutköy Amerikan Kız
Koleji'nden Edebiyat bölümünde derece ile mezun olmuştur. Çeşitli gazete ve
dergilerde editörlük ve muhabirlik yapmıştır. Televizyon, reklam ve film
sektörlerinde uzun yıllar sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak
çalışmıştır.
1986 yılında ilk öykü
koleksiyonunu yayımladı. Kitaptaki "Gülizar" öyküsü Kırık Bebek
adıyla yazılmış ve film 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü almıştır. 1986
yılında 'Ayaşlı ve Kiracıları' adlı dizisinde sahne yapımcılığı ve sanat
yönetmenliği yaptığı çalışmalardan dolayı Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi
Sanat Yönetmeni ödülünü kazanmıştır.
Münir Nureddin Selçuk'un
hayatını anlatan Bir Tatlı Huzur kitabı 1996'da yayımlanmıştır. Aynı yıl Foto
Sabah Resimleri adlı kısa öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra da
aynı adlı kitabı Sait Faik Hikâye Armağan’ı kazanmıştır.
1997'de yayınlanan
biyografik romanı Aylin, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Yılın En
İyi Yazarı Ödülü'nü kazandırmıştır.
1998'de Büyük Zamanlar
adlı öykü kitabı, 1999'da İletişim Fakültesi'nde Yılın Romanı seçilen
Sevdalinka, 2000'de bir başka biyografik romanı Füreya, yayımlamıştır.