Öyle gidiyorum işte!
Neyin peşindeyim, bilmiyorum! "Her nerede değilsem,
orada mutlu olacakmışım gibi geliyor" diyen Baudelaire gibi, sıkıştığım
yerde bunaldım ve artık olmadığım yeri mi merak ediyorum?
Peponi!
Burada, "hatalarıyla bütünlüğü yakalayabilen bir
insan" olduğum duygusu hâkim. Hayatıma dair ne varsa bilindiğini,
anlaşıldığımı ve en önemlisi yargılanmadığımı hissediyorum. Bu, kendimle
barışık olma halimin en zirve noktası.
Burada Einstein var; Steve Jobs, Benjamin Button, Andy
Warhol var... Yetmez! Anne ve babasına "Sevmek yeter sandınız!" diyen
büyüme sancıları içindeki genç var. V for Vendatta var, Fight Club var;
Süveyda, Erhan, Bilge var. Ancak daha önemlisi sen varsın, ben varım, hepimiz
varız. Hâlâ yetmedi mi? O zaman sevgilin var, kardeşin var, annen baban var.
Gören gözlere, duyan kulaklara, dokunan tenlere...
Sıfır!
"Bir ömre birden çok hayat sığar" diyen hepimize.
(Tanıtım Bülteninden)