Nilgün Bodur tarafından yazılan ve yüzde elli civarında
beğeni oylaması olan oldukça iyi ve eşsiz bir eser olan “Sen Gittin ya Ben Çok
Güzelleştim” en çok okunan kitaplar listesinde yerini almıştır.
Geçtiğimiz yılın en çok okunanlar ve en çok satın alınan
kitaplar kategorisinde boy gösteren eser, yazarı ile de dikkat çekmektedir. Dikkat
çekilen bir isim olan Nilgün Bodur aynı zamanda bir İnstagram fenomenidir.
Sosyal medya fenomeni olan Bodur, kendi kişisel hesaplarından kitap
paylaşımları ve yazılar yayınlamaktadır.
Sen Gittin ya Ben Çok Güzelleştim eserini yazdıktan sonra
gündem olan Nilgün Bodur, bu alanda dikkatleri de üzerine çekmeyi başarmıştır.
Nilgün Bodur Kimdir?
1974 İstanbul doğumlu olan Nilgün Bodur, 12 yaşında kek
satarak Avusturya Lisesi’ni okudu. 20
yıl boyunca dünya markalarında kurumsal yöneticilik pozisyonlarında çalıştı. Hayatını
kurumsal iletişim alanında faaliyet gösteren sektörlerde çalışarak geçiren
yazar, daha sonra kitap yazarlığına girişmiş ve oldukça dikkat çeken bir isim
olmayı başarmıştır.
Nilgün Bodur, Hürriyet'ten Gülben Ergen'e verdiği
röportajda, "Nilgün Bodur kimdir?" sorusuna şu yanıtı veriyor;
"20 yıl boyunca dünya markaları için kurumsal iletişim
yöneticiliği yaptım. Hayatım kurumsal iletişimdi. Bir markayı parlatmak,
cilalamak, satışını artırmak, 360 derece yani... Sosyal medyasından halkla
ilişkilerine kadar her şeyini yürütüyordum. Kendi mesleğimde de bilinen
biriydim. Sabah 5’te kalk, gece 11’de gel şeklinde inanılmaz yoğun bir tempom
vardı. Hayat benim için çok değerli. Bir gün “Ben 40 yaşına gelince bu işleri
bırakacağım. Allah bana bir kapı açsın” dedim. Ve ben bir ara boşandım. Bahçeşehir’de
20’nci katta oturuyordum. Boşandığımda kıştı. Kış aylarında boşanmamak
gerekiyor. Çok sıkıcı. Ayrıldığım eşim kanserdi. 5 sene tedavisi sürdü. O
kanserken ben ona sağlıklı yemekler yapıyordum. Ama her şeyi sadece onun için
yapıyordum." (ALINTI)
(Tanıtım Bülteninden)
Sadece hayatta değil, ayakta da kalarak, mutlu olarak,
kahkaha atarak yeneriz düşmanlarımızı. En büyük intikam, intikamı bile
düşünmemektir. En büyük intikam, bizsizliktir. En büyük intikam, senin aynada
gördüğünü onun artık görememesidir...
Nilgün Bodur
Bir sene kadar önce eşyalarımı toplayıp sessiz sedasız
giderken biliyordum terk ettiğimin terk edenim olduğunu. Gürültü çıkarmadığım,
ağlamadığım, kapıları çarpmadığım, eşyaları kırmadığım için hissediyordum bu
gidişin dönüşü olmadığını. Bazı gitmeler, beceriksizce teşebbüs edilmiş intihar
gibidir.
Not bırakırsın, anlatırsın, ağlarsın... Geride kalanları
acıtmaya çalışırsın. Hâlâ bir umudun olduğunu gösterir bu haber veriş, kendini
özetleyiş. İşte böyle ölemezsin. Bağın varsa gidemezsin. Ben not bırakmadım
giderken, çıt çıkarmadım. Çıkaracağım tüm seslerin duyulmayacağını anladım.
Gitmedim aslında, kabullendim ve vazgeçtim. Kapıyı kaparken, kolundan tutanın
olmadığında eyleminin adının terk etmek olmadığını anladım. Terk eden, terk
edilmiştir. Ardında bırakacağı gürültü sadece başarısız bir intihar
girişimidir.
Yani gitmek bana ait bir eylem gibi görünürken, anladım ki
giden sendin.
Bir sene sonra geriye bakıyorum da, sen gittin ya ben çok
güzelleştim...
Yeni bir eseri daha bizlerle paylaştığınız için teşekkürler #dünyasıkitapolan. Nilgün bodur gibi bir yazarı daha öğrenmiş olduk.
YanıtlaSilgörüp görüp bir türlü alıp okumadığım bir kitaptı. tanıtım yazısı hoşuma gitti, sanırım okuyacağım.elinize sağlık.
YanıtlaSil